Bu konuya değinmeden edemeyeceğim. Kanımızda dolaşan yavuzluk ve civanmertlik susmayı yakıştıramadı kendine. Uçak düşme olayı da tamamen bahsettiğimiz İlluminati, NEW WORLD ORDER ile doğrudan bağlantılı olduğundan bu başlık gerekliydi. Önce olayı biraz inceleyip , sadece bu olay ile ilgili bilgilere değineceğim. Ardından geri çekilip genel çerçeveyi göreceğiz. Yani bu olayın DÜNYAYI YÖNETENLER ile ne kadar bağlantılı olduğuna değineceğim.
Türk savaş jeti Suriye tarafından düşürüldü.
"Şehitlerimize Allah’tan rahmet , ailelerine ve tüm Türkiye’ye başsağlığı diliyorum."
Güvenlik kurulu ve Suriyeli kaynaklar uçak düşürülme bilgisini teyit ettiler. İki pilotumuzun bulunduğu düşen uçak için, arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Ardı ardına açıklamalar yapılıyor, Suriye’nin "kendince" (hiçde hakkı olmayan) haklı sebepleri var ve en önemlisi NATO’nun işin içine dahil olma ihtimali var. BM bir komisyon kurup karara bağlayacaktır. Bu Suriye için tazminat ve özür talebi olacak veya askeri müdahale gündeme gelecektir.
Malatya’dan kalkan RF-4E Phantom keşif (yani silah ve mühimmat yüklü olmayan, saldırı becerisi olmayıp, sadece fotoğraf çekebilen, yüksek manevra kabiliyetine sahip bir) uçağı Suriye’nin Lazkiye kentin 8mil açıklarında düştüğü söylendi.
Suriye uçağı kendi karasularımız üzerindeyken otomatik hava savunma sistemimiz vurdu diyor. Bazı kaynaklarda ise uçaksavarlar ile püskürtüldüğü ve 2. bir uçağında olduğu onun düşmeden kurtulduğu söyleniyor.Uçağın hava sahasını 1 km mesafe geçtikten sonra vurulduğunu belirttikleri açıklamada, uçağı vurduktan sonra TÜRK JETİ olduğunu anladıklarını söylüyorlar. Vurulan uçağın 10 deniz mili açıklarında düştüğünü anlatıyorlar-ki vurulan uçağın 10 deniz mili yol alması yani yaklaşık olarak 18,5 km ileri gitmesi mümkün değildir. Bu kadar gidebilen bir uçak en yakın hava alanına kadar yol alabilirdi. Ya da vurulduğu üsle irtibat kurup iniş izni isteyebilirdi. Muhakkak ki en azından düşmeden önce neredeyse 20 km ilerleyen uçağın herhangi bir yerle temas kurması beklenir . Pilotlarımızın atlama için yeterli vakitleri olduğu da görülüyor. Bu da pilotlarınızın kurtulmuş olma olasılıklarını çok güçlü hale getiriyor.-Bizzat bir savaş pilotundan bilgi alınmıştır-
Hava ihlallerinde uyulması gereken prosedür şöyledir
-Uçağın 1 kilometre ihlalden vurulduğu söyleniyor. 1 kilometreyi ihlal sayamazsınız.
-İhlal olsa dahi sahayı terk etmek için ihtarda bulunursunuz. Alarm uçaklarını kaldırarak inişe zorlarsınız.
-Riayet edilmezse ve silah gösterilirse o zaman ateş açabilirsiniz. Bunu da uçağın arkasına geçerek, kanatlarından vurup, inişe zorlarsınız.
Geçmişte Yunanistan ile biz yine buna benzer hava sahası ihlali sorunları yaşadık. Ama hepsi DOG FİGHT=İT DALAŞI denilen karşılıklı püskürtme manevralı ile geçiştirildi. Fakat Suriye’nin hem inmeye zorlamadan, hem uyarmadan , hem de it dalaşına girmeden direk düşürmesi, bu saldırının Esad katliamından kaçan binlerce insana kucak açan bir ülkeye yapılması, ayrıca manidardır.
Tam büyük bir Kandil operasyonundan önce gündem yine "BÜYÜK AĞABEYLER" tarafından değiştirildi. Pkk’ya büyük darbe vuracak bu operasyon böylelikle ertelendi ve arka plana itildi.
Bu olay da en önemli noktalardan biri atlanıyor.
BU UÇAK ORAYA NASIL/NEDEN GİTTİ?
Bu sorunun cevabı bize olan bitenin tümünü önümüze serecektir.
ABD’de kanunlarla belirlenmiş olan çerçevede, satılan her uçağın/füzenin üzerinde bir çip ile birlikte teslim edilir. O çip ana üniteye bağlı bir kontrol mekanizması olarak çalıştırılabilir, uçağın yada füzenin tüm kontrolleri direk PENTAGON'dan düzenlenebilir. Uçağın oraya nasıl/nedengitmiş olabileceği ile ilgili aslında ana üç seçenek var.
- Türkiye tarafından uçak bilinçli olarak o güzergaha yönlendirildi,
- Uçağın seyr-ü sefer(navigasyon) cihazı bozuktu istemeden Suriye hava sahasına girdiler
- Yada en önemli tezgah ABD’den alınan bu uçak direk PENTAGONdan bu bölgeye yönlendirildi/götürüldü. Ki uçağın pilotlarının olaydan önce telsiz sistemi arızası sinyali gönderdikleri söyleniyor(veya kapatıldı).
Olaya, sadece bu olaya baktık şimdiye kadar ki olayın ne olduğunu görelim, anlayalım.
Kardeşim uyanalım, kandıralıda uyansın , böyle zamanda siyaset yapmaya çalışan klavye üstad-ı azamı, önce sen uyan!
Daha 10 gün önce İsrail Beşşar Esad'a karşı dış müdahalede bulunulması gerektiğini söyledi.
ABD ve Avrupa’nın da buna yakın söylemleri vardı.
Kuzey Afrika’daki bütün diktatörler yıkıldı. Çünkü bu diktatörler ülke yönetimindeki tek isimdi. Dedikleri oluyordu. Bu adamları yönlendirmesi zordu. Dik başlı dediğim dedik, ülkesine ve saltanatına sahip çıkmaya çalışan insanlardı.
O yüzden bir demokrasi rüzgarıyla en sıkıntılı yerlere ‘DEMOKRASİ’ getirerek yönetimi çok daha kolay ele geçirdiler. Çünkü istedikleri adamı yönetime getirip, istediklerini yerin dibine sokacak altyapıları var.
Bu arada Gürcistan’ı da hallettikten sonra, Ortadoğu da sadece iki sıkıntılı ülke kaldı. Biri İran diğeri Suriye. İran’a da böyle bir rüzgar denendi ama Çin ve Rusya destekli İran’da muhaliflere yeterli silah, mühimmat desteği sağlanamadığından, isyan saman alevi gibi etkisiz yandı geçti.
İran için bu çözümün yeterli olamayacağı için ,Suriye'de bu planı çalıştırmaya başladılar. Fakat Suriye’ de Esad isyanları bastırabilecek güce sahipti. Yabancı güçler desteği arttırsa da Esad kimseye acımadan muhalifleri kadın, çocuk, yaşlı demeden katletti .(Bkz. HULA KATLİAMI) Muhalifler güç kaybettikçe dış güçler desteklerini arttırdılar ve bunu yanında dünyada bir Esad karşıtı kamuoyu oluşturuldu. Böylelikle NATO ve ABD dünyada Askeri bir müdahale için destek buldular.
Fakat ABD’yi YÖNETEN GİZLİ GÜÇLER Afganistan ve Irak’tan biliyor ki Ortadoğu’da savaşlar bildiği gibi gitmiyor. Bu sefer ateşi maşayla tutacaklardı.
TÜRKİYE ile...
Olası bir Suriye müdahalesinde Türkiye’nin başrol oynaması demek, ONLAR için bir taşla kuş soykırımı demekti. Hem yükselen Türkiye gibi dinamik bir güçten, gelişen bir ekonomiden , gerçek müslümanlar ve vatansever insanların olduğu güçlü bir ülkeden , hem de Ortadoğu’da çok önemli bir stratejik noktada bulunan Suriye’den kurtulmuş olacak…
Bu parçaları bir araya getiremeyen sığ beyinliler, dünyayı yönetenleri göremeyip , Türkiye bu durumdayken bile, insanları verdikleri oylarla suçlayıp, ‘UTANMADAN’ siyaset yapma derdinler.
Harita'da Suriye'yi iki buçuk saatte bulamayacak olanlar , masum beyinleri zehirliyorlar.
ABD’yi yönetenleri halk seçiyor da , ABD'yi yönetenleri kim yönetiyor onu düşünmeyenler, ‘herşeyin arkasında amarika var amağagoyim, onun arkasında da israil’ sığlığındaki kahve muhabbetinden öte gitmeyecek konuşmalarla hiçbir yere varılamayacağını hala görmediler. Bize dikte ettirilen 'yüce amerikan vatandaşı'nın oyu bile önemsizken genç dimağları zehirleyenler neyin peşinde acaba...
Hacivat’ı da Karagözü’de oynatan aynı adam hacım, gözünü aç , kalk yerinden, uzat kafanı, perdenin arkasına bak…
Perdenin arkasında çok derin oyunlar dönüyor...
Merhabalar. İllüminati ve 11 sayısı ile ilgili çok şey söyleniyor. Dikkatimi çeken bir ayrıntı farkettim, belki ilgilenirsiniz, F. Gülen, Başbaknın davetine verdiği cevapta 44 te öldürmediler (yaş) 55 de 11 in katı, belki o zaman öldürürler tarzında bir şey söylüyor.
YanıtlaSilHatta 66 da diyor, yani şüphe oranın arttırıyor bu söylemler.
Katılım bekliyorsanız, daha açık bir platform kullanmanızı öneririm.
Teşekkürler..
Bunu söylediğinde, jest ve mimiklerde ince ama etkin bir değişiklik seziliyor. Çok açıdan incelenebilir de, sadece dikkatimi çekti..
Sil