Facebook’un kuruluşuyla alakalı o
muazzam başarı öyküsüyle başlayalım isterseniz.
Bize anlatılan uyduruk hikaye
şöyle başlıyor.
"Mark
Zuckerberg 1984 yılında Diş Hekimi bir baba ile Psikiyatr bir annenin tek
çocukları olarak dünyaya geliyor. Mark, lise yıllarında başarılı bir öğrencidir. Bu başarısını Harvard gibi bir üniversiteye
kabul edilerek taçlandırıyor.
Üniversitedeki ilk senesinde facemash adında okulun en
güzel/yakışıklısının seçildiği bir site kuruyor. Bu siteyi oluşturabilmek için
okulun bilgi bankasına sızıp öğrenci fotoğraflarını çalmak zorunda kalıyor. Tabi
verileri hacklediği daha sonra ortaya çıkıyor. Bunun üzerine disiplin cezası
alıyor ve okuldan ayrılıyor.
Ardından Facebook’u kurdu. İlk günlerde Harvard dışından üye alımı yapmıyor.
Sonrasında halen yönetim kurulunda bulunan Dustin Moskovitz ve Chris Hughes ile
bir ekip kurdu.
Daha sonra çevrede ki birkaç üniversiteden üye alımı yapmaya
başlıyor, liseler, şirketler derken
herkesin üyeliğine açık bir hal alıyor. Patlayıp gidiyor…
Ama işin ilginç tarafı bir abimizden tam 500.000$ alıyorlar. Bunun
olduğunda daha sadece ortada bir fikir ve thefacebook.com adlı bir siteleri
var.
Yatırım yapanlar :
Mayıs 2005’da Accel Partners 12.7 milyon dolar, Nisan 2006’da ise 25 milyon dolar yatırımla Greylock, Meritech Capital Partners facebooka destek oldu. Son yatırım dilimi ise Ekim 2007’de 240 milyon doları Microsoft’a, 50 milyon doları Asya’nın en zengin adamı olan Çinli milyarder Li Ka-Shing’e ve son 10 milyon doları ise Marc Samwer, Oliver Samwer, Alexander Samwer’e ait. Bu yatırımcılar, yönetim kuruluna girerek, Facebook’ta söz sahibi olmuş durumdalar.
Mayıs 2005’da Accel Partners 12.7 milyon dolar, Nisan 2006’da ise 25 milyon dolar yatırımla Greylock, Meritech Capital Partners facebooka destek oldu. Son yatırım dilimi ise Ekim 2007’de 240 milyon doları Microsoft’a, 50 milyon doları Asya’nın en zengin adamı olan Çinli milyarder Li Ka-Shing’e ve son 10 milyon doları ise Marc Samwer, Oliver Samwer, Alexander Samwer’e ait. Bu yatırımcılar, yönetim kuruluna girerek, Facebook’ta söz sahibi olmuş durumdalar.
İsimler ve para miktarları sansüre boyun eğdi. En kısa sürede halledeceğim.
Önce alan adı thefacebook.com
iken başka bir şirketin daha önceden satın aldığı facebook.com adresini
200.000$ karşılığında satın alıyor. İyi cesaret elindeki 500.000$’ın
200.000’ini 10$’a alabileceği bir alan
adına vermek.Paranın devamının geleceğini tahmin ediyor olmak değil, kesinlikle
daha çok paranın geleceğini biliyor olmak gerekir. Önce sadece Harvard’tan üyeler, sonra birkaç
okul, tüm şehir derken tüm dünya üzerine veba gibi yayılıyor.
Mark Zuckerberg tarafından kurulduğu söylenen facebook, öncelikle
Harvard öğrencileri için kurulmuştu, daha sonra Boston civarındaki okullardan
da iyelik almaya başlayan facebook, iki ay
içerisinde Ivy ligi okullarının( Sarmaşık ligi-ABD’nin kuzeydoğusundaki
sekiz vakıf üniversitesinin oluşturduğu birlik. Bir spor ligi olarak kurulup
zamanla daha geniş bir anlama kavuşmuştur) tamamını kapsadı. İlk sene
içerisinde ABD’de tüm okullar facebookta mevcuttu. Üyeleri önceleri sadece söz
konusu okulun uzantılı e-posta adresiyle ( .edu, .ac , .uk vb.) üye olabliyordu. Daha sonrasında ağ
içine liseler v bazı büyük şirketler de katıldı. 11 Eylül 2006 tarihinde ise facebook
tüm e-mail adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açıldı. Kullanıcılar
diledikleri ağlara katılım gösterebiliyorlardı.
Ne 11 Eylül mü? Yok canım. Neden bu tarih sürekli bazıları için önemli
olayları, büyük şeyler yapacakları tarihlerin başlangıcı oluyor.
TechCrunch’a göre; ABD’de ki üniversite
öğrencilerinin %85’inin bir facebook hesabı bulunmakta ve bunların %60’ı hergün
bağlanmaktadır. %85 her hafta, %93 her ay bağlananlar arasındadır. Facebook
sözcüsü Chris Hughes ise kullanıcıların günde ortalama 19 dakika facebookta vakit
geçirdiğini söylüyor
2006 yılında Myspace’in News Corparation’a satılmasıyla facebook’un da
satılacağı söylentileri çıkmıştır. Zuckerberg ise facebook’u satmak
istemediğini belirtmiş ve söylentileri yalanlamıştır.
Facebook’a ilk teklifin Viacom tarafından 975 milyon $ olduğu öne
sürülürken Eylül 2006’da yahoo 1 milyar $teklifte bulunmuştur. Ekim ayında ise
Google Youtube’u satın aldıktan sonra Facebook için 2,3 milyar $ teklifte
bulunmuştur.
24 Ekim 2007’de Microsoft Facebook’un %1,6’lık hissesini 240 milyon$
ödeyerek satın almıştır. Google ve diğer şirketlerde benzeri bir yöntemle
facebook hissesine yönelmektedir.
2008
Ağustos´unda Facebook´un aylık 100 milyon aktif kullanıcısı vardı. İnsanlar
birbirini Facebook´a çağırdı ve bu sayı 7 ayda iki katına çıktı. 2009
Nisanı´nda ise bu sosyal ağın ulaştığı insan sayısı 200 milyondu. 2009
Temmuz´unda ise dört aydan kısa bir sürede Facebook kullanıcı sayısı 50 milyon
daha artarak 250 milyona ulaşmıştır. En sonunda karşımızda ki facebook ortaya
çıkıyor."
Ne kadar muhteşem bir başarı öyküsü. Ne muazzam bir yükseliş. Sıfırdan milyar
dolarlara. Daha bu site emekleme
evresindeyken, birkaç üniversite arasında bağlantı kurabilen , henüz
üniversitedeki öğrencilerin çoğunluğunun bile üye kaydını tamamlayamamışken
NEDEN birileri gelip 500.000 $
veriyorlar. İşin ilginç tarafı ise aldıkları paranın %40’ını alan
adlarını ‘thefacebook ‘ tan ‘facebook’a geçmek için kullanıyorlar. Mükemmmel
bir işletme zekası değil mi? Daha sonra bağışlanan milyon dolarların haddi
hesabı yok. 2005’in mayısında kurulalı daha bir yıl bile olmadan 12 milyon
dolar neden veriliyor? Lolipop,araba yada ev parası değil aga! Milyon dolar
diyoruz. Her sene ödenen paralar çığ gibi büyüyerek artıyor. Hatta facebook, kullanıcı girişlerini herkese
açmamışken, tam büyümemişken bile milyar dolarlar teklif ediliyor da facebook’u
o dönemde NEDEN satmıyor?
Milyar dolar mı dedin sen?
Yaşadığımız şu zamanda gazeteler,
dergiler,televizyonlar,radyolar, internetteki çoğu site kontol altında.
Yayınların tamamı bilinçlive bilinçaltımızı hedef tutarak yapılıyor. Zihin
kontrolü ve subliminal mesajlar her
yerden pörtlüyor. Fakat TAMAMIYLA
kontrol edemekleri tek mecra internet.
Çünkü internet bizim kadar olduğu gibi
onlar içinde tehlikeli bir ortam. Burada her türlü istedikleri yönlerini
bilerek ifşa ettikleri gibi, bazı aklı mantıksal çalışıp, parçaları birleştiren
insanların , istemedikleri yönlerini ifşa ettiklerini de biliyorlar. ONLAR için "potansiyel problem" yaratacak insanlar, çoğunlukla interneti sık kullanan, bilgiye kolay
erişebilen insanlardı. Bu insanlar kontrol altında tutulmalıydı.
İnternetteki en büyük kontrol
mekanizmasını da buldular : FACEBOOK…
Amaçlardan bir tanesi kullanıcıları
tanımak.
Facebook’un bizden istediği bilgiler NORMAL’de
herhangi bir arkadaşımız istese vermeyeceğimiz türden. Telefon numarası, e-mail adresi en sevdiğin sanatçılar bunlara
dahil değil tabi fakat bu bzizm kişilik profilinimizi oluşturuyor.
Bizim bütün bağlantılarımızı, arkadaş
sayımızı, hangi arkadaşlarımızla daha çok görüşüp hangileriyle
görüşmediğimizi,sosyalitemizi bizden daha iyi biliyor. Çünkü tüm
davranışlarımız kayıt altına alınıyor. Eğer gereğinden fazla sorun yaratan
yaramaz bir çocuk olursanız anında bir ‘intihara kurban gitme’ olasılığınız
yükseliyor. Bütün fotoğrafların, gezdiğin cafeler, takıldığın barlar hepsi
kayıt altında. Siyasi görüşün, sinirlendiklerin, en çok beğendiklerin,
sınırların, isteklerin , zevkine düşkünlüğün , dindarlığın, gizli ya da herkese
açık mesajların hepsi kaydediliyor…
"Bizi, biz yapan şeyleri bizden
daha iyi bilene facebook denir "
Bizi bizden daha iyi tanıyorlar.
Örneğin bir insanın bize ulaşması için en kısa yoldan hangi arkadaşlıkların
kurulabileceği,önce kimlerle temasının olması gerektiğini, arkadaşımızın
arkadaşının arkadaşı gibi en yakın kaçıncı kuşakta bir arkadaşlıktan sonuca
ulaşılabileceğini bilemeyiz. Ama onlar
biliyorlar.
Diğer amaç ise kullanıcıların
internette başka işleri düşünecek vakti bırakmamaktır.
İçindeki oyunlar, bağlantılar,haber akışı,sohbet,
gerçek zamanlı oyunların tamamı başından ayrılmadan sürekli bağlantıda kalmayı
sağlayan uygulamalar ile tüm vaktimizi facebook başında geçirip, ‘internet = facebook’ düşüncesini insanlara
aşılamaya çalışıyorlar. Birçok dangalağa
da aşıladılar zaten. Facebook içinde bolca zaman geçirip çok fazla dış
bağlantılarda bulunmamızı istemiyorlar.
İşte kendi
ağzından facebook’un neden KURULDUĞUNU açıklayan Zuckerberg’den birkaç söz .
"Facebook, bir şirket olmak için oluşturulmadı. Meydana getirilme nedeni,
bir sosyal görevi yerine getirmekti , dünyayı daha açık ve bağlı bir hale
getirmek."
Açık açık bu firmanın
para kazanmak için kurulmadığından bahsetmiş Farklı bir amacının farklı bir
görevinin olduğunu söylüyor. Görevliyiz biz diyor, bir tek nihihahhhhahahaha diye
kötü adam gülüşü yapmadığı kalmış adamın.
Daha önceki yazılarımda bir adamın üzerinden giderek
konuyu bütünüyle ona mal etmemek gerektiğini söylemiştim. Özellikle dikkatleri
kişiler üzerine çekerek konuyu dağıtıyorlar. Belki bu adam suçsuz ama bağlantıları
olduğu ya da kullanıldığı çok aşikar. İşte biz bu adamdan yola çıkarak onu
kimlerin kullandığından bahsedeceğiz.
Zuckerberg psikolojisi bozuk, ne yaptığını bilmeyen bir amerikan genci bile olsa bu onun 'düzen' içindeki rolünü değiştirmez.
Mark’ın Abaza olduğu konusunda birçok görüş var. Bu
doğru olabilir. Hatta bir kitapta facebook’u sadece kız tavlamak için kurduğunu
söyleyen, verdiği bazı doğru bilgilerin yanında sisteme hizmet eden, resmen
hedef saptıran bir kitap var.
Bizi yoldan saptırıcı bir hareket olarak , ‘’Kazara
Milyarder Olanlar: Facebook’un Kuruluş Öyküsü’’ (Accidental Bilionaries: The
Founding of Facebook) isimli kitapta birçok iddia ortaya atılıyor. Ben
Mezrich’in kaleme aldığı kitapta Zuckerberg’in tuvalet kabinlerinde birçok
kadınla birlikte grup sex yaptığını öne sürüldü. Zuckerberg bir gece ünlü iç
çamaşırı markası Victoria’s Secret defilesine giderek bir mankenle tanıştı.
Ardından çift mekanı birlikte terk etti.’e ne var bunda o kadar para bende olsa
diyenleri duyuyorum.susun bakiiim hemen’. Asosyal ve içine kapanık bir tip olan
Mark’ınyakın
arkadaşlarına "Şu site çalışır hale geldiğinde bütün kızlar elimizin
altında olacak. Üstelik popülerliğim de artacak" diyordu. Bu bilgiler doğru olabilir.
Fakat bu kitabın asıl amacı sadece Zuckerberg’i
kirleterek İlluminati’nin Facebook ile aslında ne yapmak istediğinin üzeri
kapatılmak isteniyor.Biz bu herife yüklenelim ve bütün suçu bunun üzerine atalım.
Gerçek sevgililer reina’nın arka kapısından kaçsın diye kurulmuş bir tezgah. Birkaç
doğru bilgi vererek bizim güvenimizi kazanıyor. Ardından bizi inandırmak
istediği şeye inandırmak istiyor.
Var mı lan 3 kuruşa 5 köfte? (valla varsa yiyelim
hacım, ölüyorum açlıktan )
“Daha açık ve bağlı
bir dünyanın, daha orijinal iş alanları, daha iyi ürünler ve hizmetler ortaya
çıkararak daha iyi bir ekonomi meydana getireceğini düşünüyoruz.”
Açık ve bağlı bir dünya derken, aslında ne demek
istediğini hepimiz biliyoruz. Asıl amaç tüm insanlığı tek çatı altında
birleştirmek. NEW WORLD ORDER. Tek dünya devleti, devletsiz dünya, tek yönetim,
masonik tezgahlar , satanist oluşumlar…
“İnsanların yönetimleri ve sosyal kuruluşları ile olan ilişkilerini
değiştirmeyi umuyoruz.”
İnsanların yönetimleri
ile olan ilişkisi değiştireceklermiş. Ulan açık açık desene, şimdiye kadar
görülmemiş uygulanmamış bir sistemi uygulayacağız. Bütün dünyayı NOVUS ORDO
SECLORİUM adı altında tek yönetim biçiminde birleştireceğiz. Biz, bunu
gerçekleştirenlerin, sadece kullandığı bir aracız. Facebook falan fasa fiso,
şeytani emellerimizi gizli gerçekleştireceğiz. Kokuşmuş beyinlerimizdeki pislik
düşünceleri ancak böyle bilinçaltı sözlerle insanlara aşılayabiliyoruz desene
lan şerro.
“eğer hiç bir şeyi bozmasanız, muhtemelen hızlı ilerlemiyorsunuzdur”
Bu söz farklı bir
yazının içinde olsa muhtemelen bende bu söze katılabilirdim, fakat cümlenin
paragraf içinde aldığı önem çok farklı…
O kadar Öss,Dgs Kpss,
Ygs, Lys’ ye girdiniz hala mı yapamıyorsunuz paragrafta anlam sorularını? Ösym
40 sorudan 30’unu boşuna anlam sorularından yazmıyor. Okuduğumuzu anlamıyoruz
ki! Yoksa okumuyoruz ki anlayalım mı deseydik? Bütün Türkiye’de ki gibi
bulunduğum lisedeki öğrencilerin çoğu için Türkçe eziyetli geçti bu sene. Evet evladım paragrafta anlamdan
bahsediyorum. Kitap okunmazsa Ösym Ygs’de 2 kitap bitittiriverir. Neyse mesleki
alışkanlık hemen sınavlara kaydı konu. Dağıtmayalım.
Daha açık ve bağlı bir dünyadan, yönetim
sistemlerinden, insanların yönetim biçimlerinden sonra gelen bu sözün tek
anlamı var. Mevcut sistemi bozmak için adeta bir çağrıda bulunuyor.Tek yok
devrim demediği kalmış. Arap baharı dedikleri hezeyanın sosyal medyanın
sağladığı iletişim ve faydayla gerçekleştirilebildiklerini hatırlatırım…
“Kişisel ilişkiler,
toplumumuzun temel bir öğesi. Yeni fikirleri ilişkiler ile keşfediyor,
dünyamızı bu yolla anlıyor ve uzun vadeli mutluluklar sunuyoruz.”
Dünyamızı anlıyor
kağıt üstünde kalan sevgi,barış,hoşgörü,kardeşlik propagandası yapıyor. Tam
İLLUMİNATİ tarzı bir yaklaşım. Ayrıca bizlere uzun vadeli mutluluklar sunuyormuş.
Peygamber misin lan sen –tövbe haşa!-
“Biz, Facebook’ta insanların bilgiyi
yayma ve tüketme şeklini değiştiren teknolojilerden ilham alıyoruz.” “Matbaa
makinesi ve televizyon gibi icatlar hakkında sıkça konuşuyoruz.”
Zaten İLLUMİNATİ
dediğimiz oluşumun amacı; kilisenin dogmalarına karşı bilimin ışığını yayma,
bilgiyi dağıtma değil miydi? Sonrasında daha da ilginçleşiyor. , telgraftan
telefondan, radyodan, en önemlisi İnternetin kendisinden hiç bahsetmiyor.
"Matbaa ve
televizyon".
Matbaa, yaptıkları Fransız İhtilali ve diğer
devletlerdeki milliyetçilik akımlarının oluşturulmasındaki en önemli vazifeyi
üstlenmişti. Yani şimdi bulundukları makama getiren aletlerden bir tanesiydi.
Diğeri ise televizyondu. Bunun üzerine çok fazla söz söylemeye gerek yok. Zihin
kontrolü, sübliminal mesajlar, toplumu yanlış yönlendirici bazı zamanlarda
tahrik edici,bölücü yayınlar hepsi şu an ellerinde bulunan en büyük kontrol
mekanizması: TELEVİZYON’un yardımıyla oluyor.
Yetmedi mi?
Verelim o zaman bizim
Mark’ bir televizyon programındaki çeket çıkarışını. Ceketin başını kemerinin
sağ tarafına sıkıştırıp, roman oynamayacak tabii.
O ne hocam ne demeye
çalışıyorsun sen bize? diyenler için. Hacım bak içine dikkatli bak. Şaşı bak
şaşır resmi değil bu hacım dikkatli bak.
Ceketin iç yüzünde bir
logo var. Çok güzel, modern bilimsel, cici mi cici, hanım hanımcık,şeker ciciş
bir logo. Çok hoş bir tasarım. Bir Cemil İpekçi tasarımı galiba. Facebook’un
özelliklerine değiniyorMUŞ güya.
Çok güzeeeeeeeeel dimi?
Be hey Yahudi
görünümlü satanist totoş. Kimi
kandırıyorsun sen?
Birkaç tane Siyonist yıldız
gördüm sanki. Bir Siyonist yıldız gördüğüme eminim.Evet evet Siyonist yıldız
o..
Yetmedi mi? Yedi
kocalı Hürmüz gibi yetmez diyenlere,üçte yetmez beş tane, beşte yetmez yedi
tane ver diyenlere…
Yolluyorum…
Hepsi gelecek ablacım
yolladım paranın üstünü,az bekle, yoldadır, gelir birazdan…
Bu adam aracımız bizim
unutmayın. Bizi sonuca götürecek bir vesile sadece. Dedik ya sadece onu
kimlerin kullandığını bulmak istiyoruz/istiyorduk. Bulamadık mı hala?
Sübliminal mesaj
sadece televizyonda olmuyor.
Beynimiz doğumumuzdan
itibaren hatta anne karnındayken oluşumunu tamamladığında duyduğumuz
gördüğümüz, kokladığımız dokunduğumuz , işittiğimiz, yani algıladığımız her
şeyi kaydediyor.Bu kayıtlar bilinçaltında, kontrol edemediğimiz bellekte
olduğundan dolayı biz bunları hatırlayamıyoruz. Tüm bu kayıtların neredeyse
hepsi, ruhsal dünyamızı,duygusallığımızı, psikolojimizi, kişiliğimizi
etkiliyor.
Ortalıkta dönen bokun rengi bile alenen belliyken,
hala inanmayanlar için, ispat isteyen
materyalist totoşların, rasyonalist köpekleri olmuşlar için birkaç örnek verelim. Kitabın ortasından konuşacağız
biraz.
Facebook arkadaş
bulucunun giriş sembolü. İki erkek arasında bir kadın ve ona mercek tutmuş. Biraz
daha yaklaş , biraz daha, sıkıştır şimdi, oh çok güzel. Sanki porno film
çekiyor itin oğlu. Sen kadını bul, bu sosyal paylaşım sitesini cinsel
amaçlarınla kullan diyor subliminal subliminal. Bilinçaltı yönlendirmenin de
böylesi. Niye sadece bir avatar ve mercek olmaz ki?
Ardından
ahlaksızlık ve cinsellik vurgusunun ikincisi geliyor.
Çoğunuz
görmüşsünüzdür. Fakat taşların yerine oturması hasebiyle bir daha bakmakta
fayda var.
Facebook hesabı olan hemen hemen herkesin neredeyse
binlerce defa görmüş olduğu bir ekran. Beynimize kazınmış bir resim. Burada bir
ima bile yok!
İnsan beyni nasıl çalışır? Benzetme ile kendi kayıtlı resim kataloguyla
eşleştirip, eksik kısımları tamamlar, anlamlandırır, yeni gelen görüntüyü ona
göre arşivler, ilişki kurar. Emin olun beynimiz bu bir saniye bile sürmeyen
işlem sırasında milyonlarca ihtimali gözden geçirip, karar verir.
Şimdi bir anda
beyninden böyle bir benzetim yakalamış, facebook ile sex kelimelerini beraberce
kataloglayıp arşivlemiş bir kişinin beyni, sosyallik arayışından ziyade
çevresindeki kızlar hakkında cinsellik arayışının ampulünü yakacaktır. Hem de
bundan sonra her seferinde. Bilinçaltında facebook linkine tıkladığında
otomatikman beyin yanında birde sex linkini açacak beyninde iki sekmeli
tarayıcıyı da çalıştırmış olacaktır. Onunla ilgili tüm arzu ve çağrışımları
kişiye yönlendirecektir.
Ayrıca facebookun "Tanrı yoktur" temeline
oturtulmuş hiçbir şeyi engellemediği açıkça görülmüştür. Bazı dini sayfaların
kapatıldığı görülmüştür. Fakat "Tanrı yoktur" temelindeki sayfaların
şikayetlere rağmen kapatılamamasın onlara verilen açıkça desteği göstermiştir.
Şikayet ve kapatılma konusunda toplumdaki çok büyük patlamaları mutlaka göz
ardı edemeyeceklerdir.
Facebooka oyun gönderen şirketlerin oyunları kontrol
edildikten sonra yayınlamasına facebook tarafından izin verilir. Yine facebook
üzerinden oynanabilen bir oyunu gösterelim, yani kontrollerinden geçmiş, onay
almış bir oyun. Bununla ilgili yüzlerce örnek vermek mümkündür. Önemlilerden
bir tanesiyle şimdilik yetinelim.
Tanrı dahil(özellikle bu kelimeyi kullanıyorum tövbe
haşa Allah-ü Teala’yı böyle şeylerden münezzehtir.) tüm dinlerin kutsal
varlıklarının dövüştürülebildiği bir oyun yüklenmiş. Peygamber efendimiz de
dahil.
Çarkın dönmesine yardımcı mı olacağız?
Uyumaya devam
mı edeceğiz?
Matrix’te
Morpheus ve adamlarını satan, sistem içinde uyuduğu halde, sahte para ve sahte
şöhret için ele veren adamı hatırlatmayalım kimseye.
Hala tüm bu anlattıklarımıza ,anlatılanlara, bilinenlere,
daha sonra açıklanacak olanlara şek ve şüphe içinde bakan, inanmayan insanların
hodendişlikleri konusunda içimde hiçbir şekva kalmayacaktır.
Hala toplumu tarumar eden ‘bana dokunmayan yılan bin
yaşasıncılık’ zihniyetinden kurtulamayan hodfüruşların ‘üç maymunu’ oynadıkları
zamandayız.
‘Ne olacak abi bu memleketin halicilik’ten ‘ en
doğrusunu büyüklerimiz bilircilik’ le bana gelip ‘boşver abi sen mi kurtarcan
memleketçiliğe’ kadar değişen rollerden bir yada birkaç tanesine bürünen
çevremizdeki/içimizdeki insanların artık susma zamanı geldi.
Birde herkeste olan şu düşünce var ki, en ayar olunası
olan da bu zaten: ‘Her şeyin düzelmesi için bir kurtarıcı, yüce önder, Mesih,
süper kahraman beklemecilik.’ Hollywood filmleri ile yetişen bir nesil elbette
süper kahraman bekleyecek değil mi?
Ancak bir neslin tamamı uyuyor olamaz…
‘dünyanın derdi
senimi gerdi’ diyen arkada oturan gerizekalı, ben bu işi çok iyi yapacak bir
iki kişiyi uyandırabilir miyim diye uğraşıyorum. Sen g.tünü kendi elinle teslim
ediyorsun. Teslim ettiğinde ne yapacaklarını biliyorsun değil mi?.
Aramızda hala FACEBOOK’un masumiyetiyle alakalı konuşacak olan
ampirikukiler yoksa şimdilik dağılabiliriz.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilThanks for the great article. i really appreciate it. it will be a great guide for my here thesis
YanıtlaSilDÜNYAYI ILLUMINATI'YE KATILMAK İÇİN FIRSATINIZ !!!
YanıtlaSilBir iş adamı mı, kadın mı, politikacı mı, müzisyen mi, öğrenci mi?
Hayatta zengin, ünlü, güçlü olmak ister misin?
Bugün İlluminati'ye katıl ve zengin bir özet topla. 1 milyon dolar ve bedava bir ev. Bu dünyada yaşamayı tercih ettiğiniz ve ayrıca maaş olarak aylık ödeme aldığınız yer
ILLUMINATI'YE KATILAN YENİ ÜYELERE VERİLEN FAYDALAR.
1 USD, 000.000 USD ve egzotik bir araba para ödülü.
Ve zenginlik ve şöhretin illuminati tapınağına katılabilmeniz için en az 18 yaşında olmalısınız.
Üyelik için iletişim e-posta adresi gereklidir: worldfameilluminati@gmail.com
Illuminati News Dünya Siparişi Üye Merkezine katılmaya ve ABD'de ücretsiz bir eve sahip olmak için 100.000.000,00 USD tutarında ve 100 milyon USD tutarında bir milyoner olmak için merhaba. E-posta: illuminate0302@gmail.com Whatsapp +1 (256) 387-2052 Sizin için çevrimiçi yardım.
YanıtlaSil
YanıtlaSilBir iş adamı veya kadın mısınız, politik, müzisyen, öğrenci, zengin olmak, ünlü, hayatta güçlü olmak, bugün Illuminati kardeşlik kültüne katılmak ve anında zengin toplam almak ister misiniz? Haftada 100, milyon dolar ve ücretsiz bir ev. Bu dünyada yaşamayı ve ayrıca aylık maaş olarak 5.000.000,00 USD dolar almayı tercih ettiğiniz ...
Illuminati üyesi olan yeni üyeler için avantajlar.
1. Seçtiğiniz herhangi bir ülkede bir ev
2. USD 50,000 dolar değerinde yeni bir rüya araba
Ortaklarımızla iletişime geçmeden önce 18 yaşında veya daha büyük olmalısınız E-posta: illuminate0302@gmail.com Qiuck Whatsapp +12563872052 için teşekkürler.